Günler, haftalar, aylar derken iyisiyle kötüsüyle bir yılı daha geride bıraktık. Özgün'ün söylediği bir şarkının sözlerini çok severim: Zaman değil geçen, ömürmüş anlamadık... Gerçekten öyle değil mi? 2011'de umarım herkesin ömrü güzelliklerle ve hep hatırlamak isteyecekleriyle olaylarla geçer.
Ve gelelim sevgili arkadaşlarımı ağırladığım o güzel cumartesi gününe. Taa nerelerden kalkıp Başakşehir'e geldikleri için hepsine teşekkür ediyorum. Günün sonunda 'iyi ki gelmişiz, geldiğimize değdi' gibi sözleri beni mutlu etti.Tabi ki sıra geldi Şehr-i Hilal mutfağının ilk sofrasına:)
İşte soframızın menüsü:
Kahvaltılık çeşitleri
Kuruyemiş çeşitleri
Közlenmiş kırmızı biber (zeytinyağı ve limon soslu)
Ay çekirdekli kurabiye
Acı soslu ve krem peynirli kanepeler
Kereviz salatası
Zeytinyağlı biber ve lahana dolması
Papatya salatası
Veee tiramisu
Ay yazınca ne kadar çok göründü gözüme, bunların hepsini ben mi yaptım? :)
Merak etmeyin hemen ardından tarifleri de gelecek.
Resimde gördüğünüz yemekleri yiyen bahtiyarladan biri de bendim. Hilal'e hem leziz ikramları, hem de güleryüzlü konukseverliği için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Şehr-i hilalede yayın hayatında başarılar diliyorum. Daimi takipçilerinden olacağım.
YanıtlaSilKısmet Gül Albayrak
Resimde gördüğünüz yemekleri yiyen bahtiyarladan olamadım ama izleme şansına sahip oldum. İnşallah bir gün sadece birinden değil hepsinden tatma şansım olur. Çok leziz, güzel görünüyorlar. Eminim lezzetinde de aynı paraleliği gösteriyorladır. Şehr-i hilal bloguna bugün itibariyle konuk oldum bundan sonraki zamanlarda takip edeceğim. Emek verip bu tür bir aktivite yapan şehr-i hilal'e başarılar dilerim. Devamını bekleriz.
YanıtlaSilHocam merhaba takipçiniz oldum :) Ancak bakabiliyorum blogunuza kusura bakmayın. Tebrik ederim yemek de nasip olur birgün inşallah. Bakın her yerde paylaşacağım adresi ona göre siteye daha çok şey yükleyin bekliyorum :)
YanıtlaSil